Güvenli, Erzurum'un kurtuluşunun 100'üncü yıldönümü etkinlikleri için Erzurum'daki tüm ilgili ve yetkili kurumları şimdiden harekete geçmeye çağırarak, önümüzdeki yıl yapılacak olan kutlamaların ulusal ve uluslararası arenada ses getirecek düzeyde planlanması gerektiğini kaydetti.
ESTP Başkanı Güvenli, Türk tarihine yön veren her adımın Erzurum'da atıldığını ve Erzurum olmadan Türkiye'nin kesinlikle tarif edilemeyeceğini vurgulayarak, "Erzurum'un kurtuluş yıldönümü etkinlikleri bu zamana kadar hep dar bir çerçevede ele alındı. Halbuki Erzurum'un kurtuluşu esasen bu milletin kurtuluşuydu. Erzurum'un kurtuluşu, bilenler bilir ki Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuydu. Bu bizim şahsi bir tespitimiz değildir; tarih bile bunu böyle söylüyor. Erzurum, bu ülkenin, bu milletin birlik ve beraberliğinin çimentosu ve güvenlik zırhıdır. Türkiye'yi bu zırhtan ari düşünemezsiniz. Çünkü Erzurum düşerse Anadolu düşer, Türkiye düşer, Türk milleti düşer" ifadelerini kullandı.
Tarihi süreç içerisinde hep önemli bir misyon üstlenmiş olan Erzurum'un, düşman işgalinden kurtuluşunun da başlı başına bir anlam taşıdığını ifade eden ESTP Başkanı Mustafa Güvenli, "Bugün uluslararası arenada sürekli karşımıza çıkan bir sözde soykırım martavalı var. İddia şu ki: 1915'te güya biz Ermenileri katletmiş, soykırıma uğratmışız. Bu iftira maalesef ki; gün geçtikçe ayyuka çıkarılıyor ve kimi ülkelerde de kabul görüyor. Ermeni diasporası bu konuda öylesine aktif çalışıyor ki; tüm dünyayı bu yalana inandırma amacı taşıyor. Peki, mağdur taraf bizken, katliama uğrayan bizim milletimizken, genç-yaşlı-çocuk demeden hunharca katledilen bizim insanımızken ve buna dair elimizde binlerce tarihi bilgi, belge, vesika var iken, bizler ne yapıyoruz? Maalesef ama hiçbir şey. Elimiz bu kadar güçlü iken, biz kendi mağduriyetimizi bile ifade edemiyoruz." dedi.
Erzurum'un kurtuluşunun iki yönüyle ele alınması gerektiğini dile getiren ESTP Başkanı Güvenli, "Erzurum'un kurtuluşu, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden yolda önemli bir adımdır. Ve bu kurtuluş Türkiye Cumhuriyeti'nin temeline konulan ilk harçtır. Erzurum'un kurtuluşu olmasaydı, Erzurum Kongresi de toplanamaz ve milli mücadele ateşi kesinlikle yakılamazdı. Bu işin milli kurtuluş boyutu. Bir de uluslararası önem taşıyan sözde soykırım boyutu var ki; bunun merkezinde de yine Erzurum yer alıyor" diye konuştu.
Haklı taraf biziz, ama suskunuz!..
Erzurum'un Rus işgali altında kaldığı yıllarda büyük çileler çektiğini, Ruslar çekildikten sonra geride kalan Ermeni çetelerin şehir insanına adeta kan kusturduğunu ifade eden Güvenli, "Erzurum'da binlerce insan canavarca katledildi, diri diri yakılarak öldürüldü. Erzurum'un dört bir yanında bu katliamlara dair izler var, üstelik belgeleri de var, kanıtları da var. Bizim kendi tarihçilerimizi geçtik, Rus ve Ermeni kaynaklarında bile mağdur edilen halkın aslında bizim insanımız olduğuna dair aktarımlara rastlamak mümkün. Ama buna rağmen biz kendimizi bir türlü ifade edemedik, dünyanın dikkatini bu gerçeklere çekemedik. Ermeni diasporası bir iftira üzerinden olmadık kampanyalar yürütürken, ateşin asıl düştüğü yer olan bu şehirden maalesef gerçekleri yeterince dile getiremedik. İşte Erzurum'un kurtuluşu bu yönüyle de önemlidir. Klasik bir-iki etkinlikle bu işler yürümedi, yürümeyecek de... Dolayısıyla 12 Mart 2018 tarihi, yani Erzurum'un 100. kurtuluş yıldönümü bu bağlamda bir fırsat olarak değerlendirilmeli. Kesinlikle yerel bir çerçevede ele alınmamalı ve üst düzey adımlar atılmalıdır. Erzurum'da bu hususta acilen bir komisyon oluşturulmalı ve Erzurum'un kurtuluş yıldönümü, uluslararası ölçekte ses getirecek etkinliklere sahne olmalı; bundan 100 yıl önce yaşanan milli coşku da diri tutulmalıdır, çekilen acılar da hatırlatılmalıdır. ESTP olarak böylesine önemli bir seferberlikte üzerimize düşen her sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğumuzun bilinmesini istiyoruz" ifadelerini kullandı.