Türkiye Gazeteciler Konfederasyonun organizasyonuyla on binlerce medya çalışanı adına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben ortak mektup hazırlandı. Medya sektöründe çözüm bekleyen acil sorunlara yer verilen mektupta, “Bugün, Türkiye genelindeki binlerce yerel gazete, televizyon, radyo ve internet sitesi ortak bir mektupla size sesleniyor, desteğinizi bekliyor.” denildi.
Yerel basının yönetilenin sesi, yönetenin sağduyusu konumunda olduğuna dikkat çekilen mektupta, “Basınımız, resmi ilanlar başta olmak üzere üst üste yığılmış bir dizi sorunla boğuşuyor. Yerel basın kuruluşlarımız ve çalışanları ağır ekonomik sorunlarla karşı karşıya. Öncelikle merkezi hükümette, bürokrasinin merkez teşkilatlarında ve yaygın basında, yerel basına karşı olan çarpık bakış açısının değişmesine ve ekonomik sorunların çözülmesine ihtiyaç var” çağrısında bulunuldu.
Beklentiler:
1- 2017 yılı için Bakanlar Kurulu resmi ilan fiyat tarifesini yayınlamamıştır. Ekim ayında tarifenin yayınlanması büyük önem taşımaktadır.
2- İnternet Yasası çıkarılmalı ve bu alandaki belirsiz yapı ortadan kaldırılmalıdır.
3- Hazine, KOSGEB, İŞKUR, Kalkınma Ajansları eli ile Anadolu’nun gazete, radyo ve televizyonları ile internet sitelerine destek paketi hazırlanmalıdır.
4- Gazete, radyo ve televizyonlar ile yasası çıkmış internet siteleri aynı mantık çerçevesinde düzenlenmeli, denetlenmeli ve mutlak surette desteklenmelidir.
5- Mesleki yapılanma yasayla düzenlenmeli, şantajcı habercilik önlenmeli, çalışma koşulları iyileştirilmelidir.
“Yerel basının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a mektubu”
Bizler Anadolu’nun rengini, kokusunu, tadını sayfalarımıza oradan da gönüllere aktaran yerel gazetelerin temsilcileri olarak zat-ı alinize seslenmek, dertlerimizi paylaşmak, çözüm talep etmek üzere yazıyoruz.
Hemen başta belirtmemiz gerekir ki; biz Milli Mücadele ruhunda birleşmiş, en zor şartlar altında dahi yılmamış, 15 Temmuz hain darbe girişiminde aziz milletimizle omuz omuza mücadele vermiş, kamu görevi yaptığının farkında olan bir topluluğuz.
Geçmişteki kadar görkemli bir geleceğin kuruluşunda kararlılıkla yer almanın haklı gurunu taşıyoruz. Biliyoruz ki bu hedef bugünkü sağlam duruş ve çalışmalarla gerçek olacaktır.
İnsanımızın farklılıklarını ayrılık değil zenginlik olarak algılayan, 80 milyonun tek hedef etrafında bütünleşebilmesi amacına harç taşıyan, iyiliklerin daima yanında olup kötülüklerin karşısında yer alan sevdalılarız.
Malum olduğu üzere, gazetecilik Anayasa’da teminat altına alınmış tıpkı, ulaştırma, haberleşme, eğitim, sağlık ve güvenlik gibi bir kamu görevidir. Haber verme temel işlevinin yanı sıra; bilgilendirme, eğitme, nesilden nesile kültür aktarımı, hoşça vakit geçirme, denetleme, karar verme süreçlerine katkı, fikir üretme, yol gösterme gibi son derece önemli görevleri yerine getirmektedir.
Yanı sıra; yerel demokrasinin hayata geçişi, yerel kahramanların üretilmesi, sivil toplumun işlerlik kazanması, üniversite ve bürokrasinin toplumla buluşması, yeni markalar üretilmesi, şehirlerin haklarının savunulması, genç kalemlerin yetişmesi, yetişmiş kalemlerin kendini ifade alanı bulması, halk edebiyatının gelişimi ve buna benzer vazgeçilmez değerdeki hizmetler de yerel basın tarafından yerine getirilmektedir.
Böylesi hayati görevleri üstlenmiş olan yerel basınımız maalesef son dönemde ağır ekonomik yükler altında ezilmektedir.
Haziran 2016- Haziran 2017 döneminde asgari ücretli bir fikir işçisinin işverene maliyeti yüzde 7, gazete baskı kalıbının maliyeti yüzde 23.07, gazete kâğıdının maliyeti yüzde 27,29, gazete baskı boyasının maliyeti yüzde 22, 72 artmıştır. 2017 Haziran’dan Ekime bu oranlar daha da yükselmiştir. Buna karşın gelir kalemlerinde kayda değer bir artış olmamıştır.
Özel ilan gelirlerinde yaşanan düşüşle birlikte her yıl Bakanlar Kurulu’nca ilan edilen Resmi İlan Fiyat Tarifesi’nde de şu ana kadar bir değişikliğe gidilmemiştir. Öte yandan bürokrasinin, resmi ilanları kamuya yük olarak algılaması, son dönemde “resmi ilandan kaçınma” eğilimini arttırmıştır. Tahtaya asma, İşleri birleştirerek tek ilan verme, İşleri parçalayarak ilandan kaçınma, doğrudan temin yöntemini seçme, acil alım yöntemine başvurma, kamu ihale mevzuatına aykırı olarak ilanları özet olarak yayınlama gibi yöntemlerle ilanlardan kaçınılmaktadır.
İcra ilanlarında ise çoğunlukla icralık kişilerin de aleyhine olmak üzere yerel gazeteler yerine yaygın gazetelerde yayın yolu seçilmekte veya hiç ilana çıkılmamaktadır.
195 Sayılı Basın İlan Kurumu Kanunu, Kamu İhale Kanunu ve İcra İflas Kanunu’na aykırı olmak üzere ilandan kaçınma, hem yasa hükümlerini yerine getirmemek bağlamında suç, hem serbest rekabeti sağlamada konusunda eksiklik, hem de yerel gazetelerin hayatiyetlerini tehdit eden bir sorun olarak dikkat çekmektedir.
Bir aşk mesleği olan gazeteciliği sürdürebilmemiz açısından zat-ı alinizin ilgi ve desteğinin vazgeçilmez önemine inanıyoruz. Zira Anadolu Ajansı abonelik ücretlerinin yarı yarıya, RTÜK Payı’nın radyo ve televizyonlar için yüzde 1,5’e indirilmesinde bizzat ilginizi memnuniyetle gördük.
Ne var ki Resmi İlan Fiyat Tarifesi artışında anlam vermediğimiz bir aksama yaşandı. Her yılın Ocak Ayı’nda yayımlanıp Şubat Ayı’nda yürürlüğe giren Resmi İlan Fiyat Tarifesi 2017 yılında yayınlanmamış ve imzaya açılan metin Bakanlar Kurulu’nun değişmesi ile kadük kalmıştır.
Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’nda kabul edilen, Bakanlar Kurulu’nun onayına sunulması gereken yeni Resmi İlan Tarifesi’nin yayınlanması konusunda zat-ı alinizin ilgisini arz ediyoruz.
Halen yazılı basınımız; Basın İlan Kurumu mevzuatı ile Resmi İlan Fiyat tarifesinde gecikme ve resmi ilanlardan kaçınma gayretlerindeki gibi olumsuzluklara rağmen desteklenmektedir. Radyo ve televizyonlardan ise yüzde 1,5 RTÜK payı alınmaktadır. İnternet medyası ise deyim yerinde ise tam bir karmaşa alanı olarak karşımızda durmaktadır.
Kanaatimizce her üç alanı aynı mantık çerçevesinde ele alan bir destek paketi hazırlanmalı; Hazine, KOSGEB, İŞKUR ve Kalkınma Ajansları eliyle sektör desteklenmelidir.
Basın İlan Kurumuaracılığı ile gazeteler için kurulan düzenleme-destekleme-denetleme süreci, radyo ve televizyonlar için eksik olan destekleme unsuruyla tamamlanmalıdır.
Böylece ekonomik özgürlüğe, dolayısı ile basın özgürlüğünün daha da yaygınlaşmasına giden sağlıklı yol açılacaktır.
Diğer yandan, internet haberciliği alanına mutlaka el atılmalı, gerekli düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır. İnternet haberciliğini ve internet medyasını düzenleyen İnternet Yasası çıkartılmalı, dijital ortamda yaşanan kargaşaya son verilmelidir.
Son olarak; Basın sektörü, avukatlık, doktorluk, mühendislik veya mali müşavirlik gibi mesleki standartlara sahip değildir. Eğitimine, birikimine bakılmaksızın herkes gazeteci olabilmektedir. Mesleki yapılanma yasayla düzenlenmeli, şantajcı habercilik önlenmeli, çalışma koşulları iyileştirilmelidir.
Türkiye’nin bugün ve yarınlarında milletimizin birliği, vatanımızın bütünlüğü esasında, mesleğimizin onurunu koruyarak, azim ve kararlılıkla yürüyüşümüze devam edeceğimizi beyan ediyor, bu vesile Türkiye genelinde destek bekleyen binlerce yerel gazete, radyo, televizyon ve internet haber sitesi ile bu kurumlarda çalışan on binlerce meslektaşımız adına selam ve saygılarımızı sunuyoruz.