AGİT Parlamenter Asamblesi (AGİT PA) Ulusal Delegasyon Başkanlarının katıldığı daimi komite toplantısında konuşan Altınok şunları söyledi;
“Özellikle, COVID-19 salgınından dolayı yaşadığımız bu kırılgan dönemde, parlamentolar sorumluluk üstlenerek halkın huzur ve barışını bozacak tehditlere karşı alınacak tedbir ve uygulamalarla daha etkin bir rol oynamalıdır. Söz konusu tehditlere karşı işbirliği ve ortak mücadelenin hayati bir unsur olduğu göz ardı edilmemelidir. Temel hak ve özgürlüklere saygılı bir şekilde, işbirliği temelli adımlar sayesinde bu zor zamanların üstesinden de geleceğimize samimiyetle inanıyorum.
Parlamenter diplomasiyi ve diyalog aracılığıyla sorunların barışçıl çözümünü sağlamak için elimizden geleni yapmaya devam etmeliyiz. Yine AGİT PA ve ilişkili kuruluşların işbirliği ile gerekli adımların atılacağına içtenlikle inanıyorum. PKK / PYD / YPG, DEAŞ ve FETÖ gibi pek çok terörist grupla mücadele eden Türkiye, AGİT ve AGİT PA ile ortaklaşa çalışmaya devam edecektir.
AGİT Parlamenter Asamblesi’nin AGİT bölgesinde, Müslümanlara ve diğer dinlere mensup bireylere karşı hoşgörüsüzlük ve ayrımcılıkla mücadele konularında somut adımlar atmakta olduğunu biliyorum. Dünyada artan ırkçılık ve ayrımcılığa karşı ortak çözümler üretmek ve gerekli adımları atmak için AGİT PA çalışmaya devam etmelidir. AGİT PA Demokrasi, İnsan Hakları ve İnsani Meseleler Komitesinin önümüzdeki dönemde hazırlanacak raporunda hoşgörüsüzlük ve ayrımcılıkla mücadele konularının birinci öncelikle hassas bir şekilde ele alınması gerektiğini düşünüyorum.
Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarındaki ve Karabağ’ın bir kısmındaki 28 yıllık işgali resmen ve fiilen sona ermektedir. Türkiye, Dağlık Karabağ sorununun uluslararası hukuka ve ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına, kalıcı barış için Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine dayalı olarak müzakere edilmiş bir çözümünü her zaman desteklemiştir. Dolayısıyla Türkiye, 10 Kasım 2020 tarihli Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan Ortak Bildirisi ile ilan edilen ateşkesi memnuniyetle karşılamıştır. Aralık ayına kadar Ağdam, Kelbecer ve Laçin bölgelerinin Azerbaycan'a dönüşünü öngören ve Ermeni işgalinden kurtarılan topraklarda yerinden edilmiş kişilerin evlerine dönmelerinin yolunu açan bu ateşkes, kalıcı bir çözüme yönelik atılmış doğru bir adımdır.
Tarafların ateşkese, mutabık kalınan koşullara uymasını ve can kaybına son verilerek istikrarı sağlamalarını bekliyoruz. Azerbaycan bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da hiçbir sivilin zarar görmeyeceğinin taahhüdünü zaten vermiştir. Türkiye de kalıcı çözüme gidecek bu yolda gerekli her şeyi yapmaya hazırdır ve ateşkesin ihlalini önlemeye yönelik tüm tedbirleri alacaktır.
AGİT ve AGİT PA’nın geçmişte olduğu gibi bugün de uluslararası barış ve istikrarı önceleyen adımlar atarak, bu ateşkesi ve taahhütleri destekleyeceğine inanıyorum.
Son olarak, bütün devletlerin egemen eşitliğine dayanan, sadece belli ırktan ve inançtan olanların değil, bütün insanların eşitliğine inanan, barış ve işbirliği temelli bir paradigma ile AGİT PA’nın uluslararası topluma katkı sağlamaya devam etmesini arzuluyorum. Uzun süredir devam eden ilişkimizin önümüzdeki yıllarda da gelişerek devam edeceğine ve yeni boyutlar kazanacağına içtenlikle inanıyorum.”