İlk olarak Erzurum Valisi Okay Memiş, 9. Kolordu ve Garnizon Komutan Vekili, Kurmay Başkanı Albay Osman Ertunçve Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Havuzbaşı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk koydu. Başkan Sekmen, günün anlam ve önemini belirttiği konuşmasında, “Binlerce yıllık tarihi geçmişi boyunca savaşlara, muharebe ve gazalara tanıklık eden Erzurum, bildiğiniz üzere Şubat 1916’da Ruslar tarafından fiili olarak işgal edilmiş, acılarla, binbir türlü eza ve cefayla yaşanan iki yıl, yine böyle bir 12 Mart sabahında, yerini hem de ‘Allah Allah’ nidalarıyla aydınlığa bırakmıştı. İşte bugün o karanlıklardan aydınlığa çıkıldığı günün 102’nci yıldönümü” dedi. “Bugün, Dadaşların şahlandığı ve kendi kaderini ancak kendisinin tayin edeceğini tüm dünyaya haykırdığı günün yıldönümü... Ve bugün, vatan toprağına gözünü dikmiş olan ne kadar düşman ve hain varsa, bu mukaddes beldeden silip süpürdüğümüz günün yıldönümüdür. Dolayısıyla 12 Mart, Erzurum’un kurtuluş günü olduğu gibi aynı zamanda direniş ve şahlanış günüdür” diyen Başkan Sekmen, şunları kaydetti: “Üzerinde yaşadığımız bu toprakların her metrekaresinde kan vardır, uğruna feda edilmiş binlerce can vardır. Bu topraklarda erlik vardır, kahramanlık vardır, tarihe altın harflerle yazılmış destanlar vardır. Bu topraklarda aşk vardır, sevda vardır, bağlılık, sadakat ve muhabbet vardır. İşte bu aşk ki; adı vatandır, bayraktır, millettir. Adı bağımsızlıktır, özgürlüktür, hürriyettir, istiklaldir, istikbaldir. Bu topraklar işte bu sebepledir ki, Dadaşlara yurt olmuş, yuva kalmıştır. Kaldı ki… Tarihi geçmişe dönüp bakan herkes rahatlıkla görecektir ki; Anadolu’nun kurtuluş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş adımları da, zaten bu yurtta ve bu yuvada atılmıştır.”
“12 MART DEMEK, ERZURUM DEMEK,
ERZURUM DEMEKSE TÜRKİYE DEMEKTİR”
Başkan Sekmen, konuşmasında tarihsel sürece de vurgu yaptı. Sekmen, şunları kaydetti: “12 Mart 1918’de milli şahlanışın yaşandığı bu memlekette; sadece ve sadece bir yıl sonra Erzurum Kongresi toplanmış ve tarihe ‘Vatan bir bütündür, asla parçalanamaz’ hükmü kaydı düşülmüştür. Erzurum Kongresi ile milli direnişin sembolü olan bu kadim memleket, nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna öncülük etmiş, bağımsızlığımızın vücut bulduğu sağlam bir zemine dönüşmüştür. Hal böyle olunca; 12 Mart, milli tarihimiz açısından çok kıymetli bir zaman dilimi olmuş ve bu hal üzere Erzurum, Anadolu’nun ve dahi Türkiye Cumhuriyeti’nin tarifi haline gelmiştir. Şimdi burada o tarifi yapmak gerekirse eğer:
Bilinmelidir ki; 12 Mart demek, Erzurum demek; Erzurum demekse Türkiye’nin ta kendisi demektir… Tabi, 12 Mart’a yine çok özel bir anlam kazandıran hususlardan birisi ise, bu günün aynı zamanda İstiklal Marşımızın kabul günü oluşudur… Bu vesile ile İstiklal Marşımızın kabul edilişinin 99’uncu yılını da buradan kutluyor, milli şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy’u da rahmet, minnet ve şükranla yad ediyorum. 12 Mart elbette bizim ve milletimiz için sadece milli imanı ifade etmiyor… 12 Mart, bu tarihten önce yaşanan karanlık günleri de, aslında hafızalarımızda saklı tutuyor… Az önce de ifade ettiğim gibi; Erzurum’un yaşadığı son işgal, hepimizin de malumu olduğu üzere Rus işgalidir… Ermenilerin de parçası olduğu bu işgal, aslında Erzurum için karanlık günlerin de başlangıcı olmuştur…Erzurum’da yıkıcı faaliyetlerde bulunan, hunharca cinayetler işleyen Ermeni çeteciler, tarihi vesikalarla sabittir ki; 3 ay içerisinde 50 bin Müslüman Türkü soykırıma uğratmışlardır.”
“ERZURUM ŞEHİTLER OTAĞIDIR”
Başkan Mehmet Sekmen, Dadaşlar diyarının bir şehitler yatağı olduğunu kaydetti. Sekmen, şöyle devam etti: “Doğu’nun muzaffer kumandanı Kazım Karabekir Paşa’nın o dönemlere ilişkin olarak günümüze aktardığı bilgiler ve resmi devlet tutanakları bile Erzurum’da yaşanan mezalimin boyutlarını tek başına ortaya koymaya yetmektedir. Buna ek olarak, çeşitli zamanlarda gerçekleştirilen toplu mezar kazılarında elde edilen bulgular, Dadaşlar diyarının nasıl bir Ermeni vahşetiyle karşı karşıya kaldığını gözler önüne sermektedir. Üçüncü Ordu Kumandanlığı’nın 12 Mart 1918 tarihli raporunda özetle deniliyor ki: Ermeniler Erzurum’da ele geçirdikleri 278 İslami hanesini kapatmış, cümle sakinlerini katletmişlerdir. Ayrıca 42 Müslüman, hanelerinde pek ağır mecruh olarak bulunmuştur. Irzlarına tecavüz edildikten sonra katledilen kadınların ciğerleri duvarlara asılmış, genç kızların karınları deşilmiş ve vücutlarına benzin dökülerek ihrak edilmiş birçok çocuk ve erkek bulunmuştur.”
Bu raporda anlatılanlar sadece birkaç köy içindir. Bunun daha Alaca’sı var, Ilıca’sı var. Pasinler’i var, Tortum’u var, Çat’ı var, Horasan’ı var, Hınıs’ı var. Diri diri yakılan 3 bin Erzurumluyla, daha Yanıkdere’si var. Ezirmikli Osman Ağa ve Mürsel Paşa konaklarında bir araya toplanıp, konaklarla birlikte yakılan yüzlerce masumun canı var. Tarihi belge istiyorlarsa belge, bilgi istiyorlarsa bilgi… Arşivlerimizde Ermeni çetelerinin Erzurum’da hunharca işledikleri her cinayetin tutanakları var, raporları var, kayıtları var… Ve o kayıtlar:
Eldeki ve arşivlerdeki belgeler Erzurum’da, üç ay içerisinde Ermeni Hınçak ve Taşnak çeteleri tarafından katledilen Müslüman Türklerin sayısı tamı tamına 50 bindir diyor… Hatta bu Ermeni çetecilerin, bırakın savunmasız insanlara yaptıklarını, hayvanata zulmedecek kadar nasıl barbarlaştıklarını ortaya koyan tarihi vesikalarımız bile var… Her belge mezalimi özetliyor… Her evrak cinayetleri anlatıyor… Tarihi arşivlerde elinizi nereye atsanız; altından annelerinin karnında süngülenen yavrulara dair kayıtlar çıkıyor… O yıllara dair hangi belgeye baksanız, karşınıza başları gövdelerinden ayrılan Müslümanlar ve gözleri oyulmuş olan biçareler çıkıyor… Hani sürekli diyoruz ya: Erzurum şehitlerin otağıdır, diye… Biliniz ki, işte bu sebepledir, işte bu yüzdendir.”
“ERZURUM ANADOLU’NUN ÖNSÖZÜDÜR”
“Yıllar geçiyor, yol ve yöntemler değişiyor belki ama emperyalizmin Anadolu planları hiç değişmiyor. Görüyor ve biliyoruz ki; Geçmişte doğrudan işgal ettikleri bu toprakları, bugün de dolaylı yollardan işgale kalkışanlar var” diyen Başkan Sekmen, sözlerini şöyle tamamladı: “Üzerinde bulunduğumuz coğrafyayı kan ve gözyaşıyla yeniden imar etmeye ve bu bölgede küresel bir güç oluşturmaya kalkışanlar var… Sevr ile tarih sahnesinden silmeyi başaramadıkları Türk milletini, bugün binbir türlü hile ve desiseyle bertaraf etmek isteyenler var... Büyük ve Güçlü Türkiye hedefimize ket vurmak için çalışanlar var, mazlum ümmetin umudu oluşumuzdan rahatsız olanlar var… En kötüsü de, tıpkı geçmişte olduğu gibi, içimizde bu hain emellere bugün bile alet olan, taşeronluk yapan ve kuklalık eden mihraklar var… Ama bilmiyorlar ki, karşılarında tarih boyunca erlik ve kahramanlık destanları yazmış olan bir illet var… Bilmiyorlar ki, karşılarında vatanına, milletine ve bayrağına ölümüne bağlı; istiklali uğruna can vermeyi canına minnet sayan bir millet var... Ve unutulmasın ki! Kendisini vatan bellemiş olanlara bağrını açmış olan Anadolu’da, düşmanların ve hainlerin alayını birden gömmeye yetecek kadar toprağımız da var, hamdolsun buna yetecek gücümüz de var…
Erzurum; Anadolu’nun önsözü… Ve Erzurum; Türkiye’nin muhkem bir kalesidir…
Dolayısıyla bundan 102 yıl önce milli kurtuluşunu yaşayan bu mübarek beldeye, ekonomik kurtuluşunu da, inşallah yine hep birlikte yaşatacağız… 1918’de eller birbirine nasıl kenetlenmişse, esarete karşı nasıl omuz omuza durulmuşsa, bizler de bugün aynı ruh ve aynı duruşla yokluğa ve yoksulluğa karşı duracak; şehrimizin huzuru, refahı, sıhhat ve selameti için yine hep birlikte çalışacağız… İşte bu duygu ve düşüncelerle;Bundan 102 yıl önce Erzurum’un Türk beldesi olma mücadelesini veren ve bize bu vatanı emanet eden başta Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Doğu’nun muzaffer kumandanı Kazım Karabekir Paşa, silah arkadaşları, o günden bugüne Hakk’a yürüyen tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, hayatta olan gazilerimize sağlık ve sıhhat diliyor, hepinizi en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum.” Konuşmaların ardından mehteran takımı gösteri yaptı. Başkan Sekmen ve protokol üyeleri, Havuzbaşı’ndaki törenin ardından Karskapı Şehitliği’ne geçerek aziz şehitlerimizin kabirlerine karanfil bıraktı.