Açıklama da şöyle denildi.
Küreselleşme rüzgârının hızlı bir şekilde estiği, millî kültüre, coğrafî sınırlara ve nihayet millî varlığa yöneldiği günümüzde,millî kültüre millî ve manevî değerlerebilinçle yaklaşma, koruma sorumluluğu her zamankinden daha fazla önem kazanmış, bu durum, genç dimağları şekillendiren üniversitelerin sorumluluğunu da artırmıştır. “Yeni Türkiye Vizyonu”na ve değişen dünya konjonktürüne uygun bir yönetim anlayışıyla çalışmalarını her geçen gün artan bir tempoyla sürdüren Üniversitemiz, küreselleşmenin getirdiği yeni hesaplarla bazı coğrafyalar üzerinde gerçekleştirilmeye çalışılan oyun ve planlarınkültürler üzerindeki yok edici etkisinin yoğun olarak hissedildiği son dönemlerde millî varlığımız açısından hayatî bir önem taşıyan milli kültürümüzü, değerlerimizi korumak, sahip çıkmak, bu konuda bilinç ve duyarlılık oluşturmak üzere gerekli tedbirleri almış ve çalışmalarınıgenişletmiştir.
Türkiye'nin ulusal güvenliği ve sınır güvenliğiyle bağlantılı meşru kaygılarından ötürü ve Büyük Selçuklular, Atabeylikler, Anadolu Selçukluları ve Osmanlı Devleti ile birlikte bin yıllık “Türkiye Tarihi”nin önemli bir cüzü olan Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması amaçları ile başlatılan ve bir terör devletine asla müsaade edilmeyeceğini ve bunun tarih boyunca egemen bir devletin bekâ meselesi olduğunu, terör örgütünün denize çıkmak bahaneleri ile Hatay ve İskenderun'u tehdit etmesine müsaade edilmeyeceğini göstermek, sahip olduğu enerji köprüsü misyonunukorumak, bölgede barışı tesis etmek ve bekâmız için tehlike oluşturacak ‘nifak koridoru’nu dağıtmakamaçlarına matuf olan,aynı zamanda Afrin bölgesi halkıyla aramızdaki tarihî dostluk ilişkisine de bir atıf olan “Zeytin Dalı Harekâtı”,riskli ve tehlikeli bir harekâtta meskûn mahalde nasıl çatışmaya girilebileceğini çok iyi bilen Silahlı Kuvvetlerimizin, şanlı ordumuzun ithal güvenlik şemsiyelerinden ziyade sergiledikleri özgün mücadeleyi tüm dünyaya göstermiştir.
350 bin öğrencisi ile Atatürk Üniversitesi Ailesi olarak, hem bölgemizdeki gelişmeler karşısında Türkiyemizin konumunu göstermesi hem de Türkiye’nin bu bölgenin tarihindeki yerinin derinliğine işaret etmesi bakımından önemli olan, terörün bitirilmesini sadece bölgesel değil küresel güvenliğin sağlanması için de hedefleyen “Zeytin Dalı Harekâtı”nın başarılı bir şekilde sürdürülmesinin sevincini ve gururunu yaşıyoruz.
Uzun zamandan beri ülkemizin, güney sınırlarımızla ilgili maruz kaldığı sorunlar karşısında millî varlığımızı devam ettirme konusundaki kararlılığınıve onurlu tutumunu tüm varlığımızla destekliyoruz.
Yüce devletimizin ve kudretli, şanlı ordumuzun bütün imkânlara muktedir olduğunu biliyoruz. Ancak bununla birlikte “Zeytin Dalı Harekâtı” süresince başta sağlık olmak üzere bütün birimlerimiz ve sahip olduğumuz bütün imkânlarımızla yüce devletimizin emrinde olduğumuzu arz ediyor, milletimizin bekası için canlarını veren aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize âcil şifalar diliyoruz.