"Neden Kentsel Dönüşüm?" sorusunu 17 Ağustos depreminden örnekler vererek yanıtlayan Tohumcu, söz konusu depremde yapıların yüzde 25'inin yıkıldığının altını çizdi. Tohumcu, "17 Ağustos 1999 tarihinde yaşamış olduğumuz Gölcük merkezli depremle birlikte 12 Kasım Düzce Depremi önemli ölçüde can ve mal kayıpları ortaya çıkarmış, ülke ekonomisi de yaklaşık olarak 16 milyar dolar gibi büyük bir yükle karşı karşıya kalmıştır. Bu depremlerde yapıların yüzde 25 kadarı yıkılmış, ağır hasar görmüş veya orta ölçekte hasar alarak oturulamaz bir hale gelmiştir." dedi.
VAN DEPREMİNİN ORTAYA ÇIKARDIĞI GERÇEK
Doğal bir olay olan depremin yıkıcı etkisinin ilgili mercileri harekete geçirdiğini anlatan Tohumcu, "Şu anda üst yapı noktasında kullandığımız tüm anayasal kanun yönetmelik ne kadar argüman varsa bu depremler sonrası yürürlüğe konulmuştur. Yapı denetim kanununun 81 ilimizde yürürlüğe girdiği güne kadar yapılmış olan denetimsiz binalar yapı stoğumuzun yüzde 70-80 lik kısmı oluşturmaktaydı. Fakat alınan bu önlemlerin ne kadar yetersiz olduğu 2011 yılında yaşadığımız Van depremiyle ortaya çıktı. Bu denetim sorununu minimum düzeye çekmek, altyapısı, çevre düzenlemesi ulaşım planları, sosyal donatı alanlarıyla daha yaşanılabilir konutların oluşturulabilmesi için, kentsel dönüşüme ihtiyaç duyulmuş ve, “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun (6306)” yürürlüğe girmiştir." diye konuştu.
KENTSEL DÖNÜŞÜM RANTSAL DÖNÜŞÜM OLMAMALI!
Ülkenin yapı stokundaki en önemli sorunun, 1940'lı yıllardan sonra başlayan ve 1970'li yılların sonuna kadar devam eden projesiz, denetimsiz, ve hatta ruhsatsız yapılıp daha sonra seçimler öncesi çıkarılan imar aflarıyla ruhsatlandırılmış binalar olduğunu kaydeden Tohumcu, "O gün gecekondu olarak yapılan bu yapılar bugün şehir merkezlerimizin yaşam alanları içinde bulunmaktadır. Yüksek risk taşıyan binaların Kentsel Dönüşüm alanları olarak ilan edilmesi ve yenilenmesi en kısa sürede tamlamalıdır." dedi.
İMO Şube Başkanı Tohumcu, bu dönüşüm yapılırken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: "Sosyal yapı iyi irdelenmeli ve bu alanlara yönelik uygulamalar planlı bir şekilde yapılmalıdır. Nüfus ve yapı yoğunluğunun dikkate alınarak, kentsel dönüşüm yapılması düşünülen yerdeki demografik yapı da düşünülmelidir. Modern anlayış içerisinde insanların rahatını sağlayabilecek dönüşüm yapılmasına gayret gösterilmelidir. Kentsel dönüşüm alanlarında planlama yapılırken; sadece konut olarak düşünülmemeli. okul, iş yerleri, spor tesisleri ve yeşil alanlarıyla birlikte sosyal donatı alanları da oluşturulmalıdır. Kentsel dönüşüm gerçekten insanların güvenli, huzurlu ve yaşanılabilir bir ortamda yaşamlarını sürdürmeleri için yapılmalıdır. Yani rantsal dönüşüme dönüşmemelidir."
BU YÜKÜ BELEDİYELER TEK BAŞINA KALDIRAMAZ!
Türkiye genelinde ve Erzurum'da yürütülen kentsel dönüşüm çalışmalarına da değinen İMO Şube Başkanı Tohumcu, kentsel dönüşümün, ülkenin hem ekonomisinin canlanması, hem insanların yaşam kalitesinin artırılması ve hem de çevre ve sosyal donatıları düşünüldüğünde asrın projesi olabilecek bir nitelik taşıdığını belirtti. Tohumcu, böyle bir tanımlamanın yapılabilmesi için gerçekten de kentsel dönüşüm uygulamalarının yapılması gerektiğinin altını çizdi. Tohumcu, "Tabii şu hususa da değinmeden geçmememiz gerekiyor. Kentsel dönüşüm uygulamaları belediyelerimiz gelirleriyle yapılıp tamamlanacak bir proje değildir. Bu uygulamalarda mutlak suretle merkezi yönetimin paydaş olması gerekmektedir. Bu dönüşümün tamamlanması için merkezi yönetimden Erzurum'a bütçe aktarımını sağlamak için en büyük görev de milletvekillerimize düşmektedir. Hali hazırda 6306 sayılı yasa kapsamında ilan edilen Riskli alanların dönüşümüne ek olarak kanun bazında değişik harç muafiyetler faiz desteği ve kira yardımı gibi avantajlar sunan riskli yapı yaptırma bazında olmak üzere ve yerel yönetimlerin 5393 sayılı Belediye kanunun kendilerine verdikleri yetki kapsamında çalışmalar devam etmektedir" diye konuştu.
ERZURUM'DA KENTSEL DÖNÜŞÜM FAALİYETLERİ
Erzurum'da ise gerek Büyükşehir Belediyesi'nin ve gerekse ilçe belediyelerinin kendi çalışmalarına ek olarak 2013 yılında riskli alan ilan edilen Dağ Mahallesi'nin de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından koordineli olarak Erzurum'da yapılamaya çalışılan kentsel dönüşümlerden olduğunu belirten Tohumcu, "Yasalar el verdiği ölçüde Erzurum ilimizde kentsel dönüşüm yapılmaya çalışılmaktadır. Lakin önemli olan bu dönüşümün hazının yeterli olup olmadığına bakmaktır." dedi.
Tohumcu, açıklamasında kentsel dönüşümün çok daha verimli hale gelebilmesi için çeşitli önerilerde de bulundu. Dönüşüm sürecinde hukuk çerçevesi içerisinde çözümlenmeyi bekleyen konuların en başta en başta geldiğini anlatan Tohumcu, "Merkezi yönetimin kentsel dönüşüm fayda maliyet analizlerini iyi yaparak kanun ve yönetmeliklerde yapacağı eklemelerle kentsel dönüşüm de daha verimli, daha hızlı ve geleceğe daha güvenli gidebilmesinin önünü açacaktır" önerisinde bulundu.
VERİMLİ KENTSEL DÖNÜŞÜM İÇİN İMO'DAN ÖNERİLER
İnşaat Mühendisleri Odası Erzurum Şube Başkanı Tohumcu, verimli bir kentsel dönüşüm için önerilerini ise, şöyle sıraladı: "Sade ve sadece kamulaştırma ile devlet kaynağı ile değil daha geniş kapsamlı özel müteşebbisleri içine alacak ve halkla el ele olacak bir kentsel dönüşümün önü açılmalıdır. Riskli yapı tespitinde bir malikin başvurusu yeterli olmaktadır kanun bazında. Yapı riskli tespit edilince maliklere tebligat yapılıp itiraz işlemleri buna göre takip edilmekte malik çok olan yerlerde ve veya maliklerine ulaşılamayan yerlerde ise süreç uzamaktadır. İmar kanununda ki gibi riskli yapının tebligatında askıya çıkartma maddesi getirilerek tehlike arz eden ve riskli yapı tespiti yapılan binaların tebligata dayalı gecikmelerinin önüne geçilecek düzenlemeler yapılmalıdır. Yerel yönetimlerin riskli yapıların tespiti ve dönüşümünde ellerinin kuvvetlendirilmesine ek olarak kentsel dönüşümün insansan verimini kontrol eden bir üst komisyon bölgesel olarak kurulmalı ve kentsel dönüşüm adı altında tanta mahal verecek dönüşümlerin önüne geçilmelidir. Riskli yapılarda metrekare sınırı getiren harç muafiyetleri binasını yenilemek isteyen vatandaşlar için daha verimli hale getirecek düzenlemeler yapılmalıdır. Kira yardım koşulu adreste ikamete göre değil, tapu kaydına göre yapılması riskli yapı bazında yerinde dönüşümü hızlandıracaktır. Riskli yapıların yıkım işlemi yer sahibine bırakılmamalı . teknik olarak yıkım işlerini yapacak lisanslı kuruluşlar vasıtasıyla yerel yönetim ve veya bakanlık tarafından yıkımlar yapılmalıdır. Anlaşamayan malikleri içeren 6306 kanunun yönetmeliğinin 15/a maddesine göre 2/3 çoğunluk satış işlemleri tapu kurumunu ve hukukçularda içinde barındıran bir komisyon vasıtasıyla yapılmalıdır. Yıkılacak yapıların hak sahiplerine tahliye yardımı yapılması kolaylaştırılmalıdır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yönetmeliğe eklediği faizsiz kredi uygulamasının bir an önce uygulamaya geçmesi yerinde dönüşümü hızlandıracaktır. Riskli yapı kesinleşmişse tüm altyapı bağlantıları kesilmesi için kanun çıkartılması riskli yapıların yıkılmasının hızlandırılmasına pozitif katkı sağlayacaktır. Ve en önemlisi eğer başlayan ve kamulaştırması devam eden riskli alanlarda kamulaştırma beklenilmeden kanun düzenlemesi ile hak sahiplerinin haklarının bankaya depo edilmesine müteakip direkt yıkıma geçilip yeni alanların oluşturulmasını hızlandıracak düzenlemelerin acil olarak yapılması, ülkemizin ve hem afete hazırlıklı hale gelmesinde hem de insanlarımızın hak ettiği daha modern daha sosyal daha yaşanası alanlara kavuşmasına yardımcı olacağı kanaatindeyiz"